TBMM Genel Kurulu toplandı
TBMM Başkanvekili Bozdağ, birleşimin başında üç milletvekiline gündem dışı söz verdi.
AK Parti Zonguldak Milletvekili Ahmet Çolakoğlu, "Zonguldak'ın Düşman İşgalinden Kurtuluşu ve Uzun Mehmet'i Anma Günü"nü kutladı.
Çolakoğlu, Zonguldak'ın gelişmesinde büyük pay sahibi olan, 8 Kasım 1829'da taşkömürünü bulan Uzun Mehmet ile maden şehitlerini rahmetle andı. 102 yıl önce Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları önderliğinde bağımsızlık ve özgürlük mücadelesiyle Zonguldak'ın Fransız işgalinden kurtarıldığını ifade eden Çolakoğlu, kurtuluşunun ardından da Zonguldak'ın Türkiye'nin ekonomik gelişimine önemli katkılar sağladığını söyledi.
CHP Karaman Milletvekili İsmail Atakan Ünver, Karaman'ın il oluşunun 34. yıl dönümünü kutladı. Karaman'ın birçok medeniyete ev sahipliği yaptığını belirten Ünver, kentin Türk tarihi açısından da önemli bir yere sahip olduğunu vurguladı.
Yeşil Sol Parti Bitlis Milletvekili Semra Çağlar Gökalp de Bitlis'in sorunları hakkında konuşma yaptı.
TBMM Genel Kurulunda, Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ, grup başkanvekillerine yerlerinden söz verdi.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Erhan Usta, memur maaş artışlarına değinerek, "Seçim öncesinde en düşük memur maaşının 22 bin TL olacağını ilan ettiniz. İktidara yakın sendikalar da bunun bütün memurlara da yansıtılacağını söyledi. Şimdi öyle anlaşılıyor ki bu çalışma bir türlü gelmedi. Bunun hesabının yapılmış olması lazım. Bu kadar ne çalışılıyor? Önceki Maliye Bakanı 'tamam' dedi. Acaba şimdiki Maliye Bakanı zorluk mu çıkarıyor? Memurlar emekli maaşları da buna endeksli bir şekilde alacağı aylıkların ne olacağını bilmek istiyor. Bizim beklentimiz de bu artışın bütün memurlara yansıtılmasıdır. Öyle anlaşılıyor ki Sayın Şimşek, bu bütçeyi kısmaya çalışıyor. Memur, işçi üzerinden rekabet olmaz." dedi.
MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, Milli Mücadele'nin ve Kurtuluş Savaşı'nın en önemli süreçlerinden olan Amasya Genelgesi'nin 104. yıl dönümünün idrak edildiğini belirterek, Amasya Genelgesi'nin 19 Mayıs'ta Samsun'da başlayan Milli Mücadele'nin yol haritası olduğunu söyledi.
Amasya Genelgesi'nin milli egemenliğe dayanan ve Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini oluşturan ilk belge olduğunu ifade eden Akçay, "Amasya Genelgesi, milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır ilkesiyle, istiklal ve istikbal mücadelesinin manifestosudur." dedi.
Yeşil Sol Parti Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş da bireysel silahlanma artışına dikkati çekerek, "Ağırlaşan ekonomik ve sosyal kriz toplumsal şiddetin de boyutlarını artırdı ve cinayetler de bunun en temel göstergesi. Biz de bu tehlikeye dikkati çekmek istiyoruz. Hem ucuz hem de kimlik bilgileri ile silahlar alınabiliyor. Ciddi bir kontrol sistemi yok. Her gün kadın cinayetleri işleniyor. Av tüfeklerine 'avcılık yapacağım' diyen herkes erişebiliyor. "ifadelerini kullandı.
CHP Grup Başkanvekili Burcu Köksal ise asgari ücrette yapılacak artış ve hükümetin ekonomi politikalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Yeni asgari ücretle, asgari ücretlilerin geçim sıkıntısının bitmeyeceğini öne süren Köksal, "İktidar, fiyatları düşürecek yapısal reformlardan uzak durdukça bu geçim sıkıntısının biteceği görülmüyor. Yapısal reformlar yapılmadıkça döviz artışını, enflasyonu, kayıt dışı ekonomiyi daha çok konuşmaya devam ederiz. İstanbulluların yarısından fazlası geçinemiyor." dedi.
Köksal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Seçim öncesi Erdoğan 'Enflasyon dünyada var ama bizde yok, bizdeki sadece pahalılıktı' diyordu. O pahalılığın nedenleri olarak da soğan, patates depolayanları, marketleri, esnafı, stokçuları sorumlu tutuyordu. Şimdi sabır üstüne sabır isteniyor. Şimşek, TÜSİAD'dan sabır istiyor. Dokuz ay sonra seçim yapılacak, o zamana kadar para saçmaya devam. Ekonominin tedavisine zaten geçilmiyor. Erdoğan'ın kazanmasıyla sözde Türkiye Yüzyılı başlayacaktı, 28 Mayıs'a kadar vatandaştan sabır istendi ama acı reçeteyle, kemer sıkma yüzyılı başlamış oldu."
AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin seçim sürecinde yapıldığı iddia edilen "kara propaganda" tartışmalarına ilişkin, "CHP Grup Başkanvekili arkadaşımız reklam harcamalarından bahsetti. Doğrusu önce, muhataplarınıza, karşı tarafa sorular yöneltmeden evvel kamuoyunda CHP'nin kendi içinde yönetmiş olduğu kampanya, reklam bütçesiyle alakalı çok farklı soru işaretleri, tartışmalar var, kendi içinizde de çok önemli karşıtlıklar var. Doğrusu önce bunların bir cevabını bulmak lazım, kendi içinizde bir cevap bulursanız bize yönelttiğiniz soruları da ben ciddiye alarak bir cevap verme ihtiyacını duyarım, şu anda bunları cevap vermeye değer bulmuyorum açık söylemek gerekirse..." ifadelerini kullandı.
Türkiye'de başörtüsü düşmanlığının olduğunu da dile getiren Zengin, kurumsal olarak siyasi partilerin bunu yapmadığını ancak CHP'den 27. Dönem milletvekili adayı olan doktor Işık Özkefeli'nin bu konudaki paylaşımlarını aktardı.
Kendisinin hem hukuk fakültesi mezunu hem ilahiyat fakültesinde yüksek lisans yaptığını anlatan Zengin, şöyle devam etti:
"İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesinin mezuniyet töreni var ve öğrencilerin tamamı da başörtülü öğrencilerden oluşuyor. Burada çekim yapan bir kişi bilerek ve kasten bu öğrencilerin hukuk fakültesi mezunu olduğunu, törenin hukuk fakültesi mezuniyet töreni olduğunu iddia ediyor ve diyor ki; 'Hukuk bunlara mı kaldı?' Biliyor musunuz ben bunları hep duyardım. Mesela İstanbul Barosu seçimlerine giderdim oy kullanmaya, yol verdiğim ne diyelim tırnak içinde teyze, abla yaşındaki insanlar bize dönük şöyle derlerdi; "Bunlar da avukat oldu ya" bildiğim bir ifadedir yani. Şimdi dönüyorlar, diyorlar ki; 'Efendim, hukuk bu başörtülü kızlara mı kaldı?' Ya, bunu artık hala nasıl söyleyebiliyorsunuz ve hala bundan insanlar nasıl rahatsız olmadan bunları kamuoyunda paylaşabiliyor anlayamıyorum. İster hukuk fakültesi öğrencisi olsun ister ilahiyat fakültesi öğrencisi, öğrencilerin tamamının başı açık olabilir veya tamamının başı kapalı olabilir, bu konuya dair artık kadınlar söz konusu olduğunda şu ayrımcı dilden muhakkak suretle kurtulmak lazım. CHP'nin genel manada bu konuda artık böyle bir dili kurumsal olarak kullanmamaya gayret ettiğini görüyorum ama kendilerine oy veren, bir taraftan da kendi milletvekili adayı olan insanların böyle paylaşımlar yapması halinde de bir itirazın olması lazım geldiği kanaatindeyim, bu mevzuyu önemsiyorum."
Genel Kurulda, gündem dışı konuşmalar ve grup başkanvekillerinin değerlendirmelerinin ardından siyasi partilerin gündeme ilişkin grup önerilerine geçildi.
İYİ Parti'nin "Terörle mücadelede malul ve gazi unvanı verilmesi", Yeşil Sol Partinin "Kişisel verilerin güvenliği" ve CHP'nin "Kaçak eğitim merkezleri" konularındaki önerileri görüşüldü.
Partisinin grup önerisi üzerinde konuşan CHP Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutdere, Türkiye'de neredeyse her gün kaçak ve vakıf yurtlarından insanların vicdanını kanatan acı haberlerin geldiğini öne sürdü.
Şanlıurfa'nın merkez Haliliye ilçesinde kaybolan 12 yaşındaki Abdulbaki Dakak'ın ölü bulunduğunu anımsatan Tutdere, Anayasaya göre eğitim kurumları devletin gözetimi ve denetiminde olması gerekirken Dakak'ın kaldığı yurdun denetlenmediğini savundu.
İktidarın kaçak yurtlara ilişkin görevini yapmadığını ileri süren Tutdere, "Bugün grubumuzun verdiği 'Kaçak eğitim merkezlerine' ilişkin önerge çok anlamlı ve çok kıymetli. Bütün gruplardan çocuklarımızın milletimizin geleceği için bu önergeye destek olmalarını bekliyoruz. Bu işin takipçisi olacağız." dedi.
İYİ Parti Bursa Milletvekili Yüksel Selçuk Türkoğlu, "Şanlıurfa'daki olayın kaçak eğitim merkezlerinin denetimsizliğinden kaynaklanan acı gerçeği gözler önüne serdiğini" söyledi.
Dakak'a Allah'tan rahmet ailesine sabır dileyen Türkoğlu, AK Parti'nin eğitim politikalarının öğrenci yetiştirmek üzerine değil seçmen yetiştirmek üzerine kurgulandığını öne sürdü.
Yeşil Sol Parti Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, dini eğitim alsın diye gönderilen bir çocuğun bir yerde zarar görebileceğini, ailesinin de susabileceğini belirterek, "Fakat bizler susmamalıyız, Meclis susmamalı, konuyu araştırmalı, o yüzden araştırma önergesini gelin birlikte araştıralım." diye konuştu.
AK Parti Konya Milletvekili Orhan Erdem, Dakak'ın ölü bulunması üzerine adli ve idari soruşturma başlatıldığını söyledi.
Dakak'ın ölümünün sonuçlarının kime dayanırsa dayansın sonuna kadar da takip edilmesi gerektiğine dikkati çeken Erdem, "Yasama görevimizin dışında denetim görevimiz de var. Tabii ki arkadaşlar da bunun incelenmesi üzerinde hassasiyet göstereceklerdir ama önerge üzerinde baktığımızda, yatılı okulların çoğunun bu dönemlerde kapatıldığı, kaçak eğitim veren merkezler üzerine ifadeler var. Hiçbirimiz bunları tabii ki kabul edemeyiz." ifadelerini kullandı.
AK Parti'nin eğitim alanında çok önemli çalışmalar yaptığını belirten Erdem, şunları kaydetti:
"Tam da bu sıkıntıları gidermek adına iktidara gelir gelmez şartlı eğitim desteği başlatıldı ki annelere bizzat verilerek çocuklarını başka kurumlara göndermeden çocukların resmi kurumlarda eğitim alması sağlanmaya çalışıldı. Milli Eğitim Bakanlığı da kendisine gelen ihbar ve imkanları dahilinde de bu kurumları devamlı takip ediyor. Gelmeden Bakanlıktan aldığım bilgilere göre de son yedi yılda 1750'ye yakın inceleme yapılmış ve kurumlara 107 milyon lira da ceza yazılarak veya kapatılacaksa kapatılarak üzerlerine gidilmiştir. Kısacası bu konuda bir araştırma önergesi daha verilerek komisyonların kurulması sağlanacaktır."
Genel Kurul'da görüşülen CHP, Yeşil Sol Parti ve İYİ Parti'nin gündeme ilişkin grup önerileri kabul edilmedi.
Kaynak:(www.tbmm.gov.tr)